Sabıkalıydı eylül akşamları
Can yakardı , susatırdı , hasret türküleri söyletirdi
Biz İhtimaller denizinde bir balıkken,karaya savurup tüm nefesimizi kesti.
Keşkeleri bir bir boğazımıza düğümledi
Acıyı sofrada tad gören insanın , ömrüne acıyı nakşeyledi
Acı ve hüzün olsa olsa onun baharatıydı , vefası sevdayı kutsardı
Vakti Güneşe yüz çevirme arifesinde , gönlü baharın aldanmışlığı
Açmak istedi dalına düşmüş her goncanın mesnetinde
Bakmayın hisli aydır , içli aydır , giz'li aydır özünde
Ona ne kötülük ediyorsa , gecenin kör karanlıklarından sorun
Bir anıya tutulmuş , gönüllerin feryatlarından sorun.
O gideni hakkıyla uğurlayamasada , ona kalanı hakkıyla yaşatan
Hemde öldürüp öldürüp tekrar yaşatan , izi kalsın , sözü kalsın ,özü kalsın diye çırpınan
Sararmış yaprakların , kurumuş toprakların umudu.
Bilirim Yine yapacak eylüllüğünü , ne kadar yaramız varsa soyacak
Kabuk bağlamayan yaralar edindirecek .
Dert verip , derman aratacak,Derman'ı gösterip şükre bulayacak.
Sararan yaprağın yeşilde aklı kalır , yeşilin de sarıda hakkı
Ey geçip gidecek olan zaman , bizim yeşilde hakkımız var
Suçlama artık eylül'ü , solan iklim bile kin tutmaz ona
Başka birini bul ellerine kelepçe geçirecek
Benim hala umudum var
Eylül hüznü getirdiği kadar , insanı özünede getirecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder