Ramazan deyince huzur gelir aklıma , Birde iftar saatine doğru tatlı bir telaşla koşuşturan insanlar .Orucu hep anlamlı bir eylem olarak görmüşümdür . Bir ay boyunca insanların , kısmen de olsa eşit olmasını sağlayabilecek , gönüllü başka bir organizasyon yoktur dünya üzerinde. İnsanları hem birleştiren hemde eşitliğe yaklaştıran.
Amacının ulviliği ile uygulama arasında oluşan bazı farklar da zihnimi kurcalamıyor değil , Açıkcası 15 16 saat nefsine gem vuran insanların , ilk 5 dakika içerisinde 4 çeşit yemeğin üstüne, tatlısını ,çayını ,kahvesini alması aslında durumun çok da adil olmadığı hissini uyandırmıştır hep bende. Eğer Afrikada çocuklar,insanlar , açlıktan ölüyorsa hala , bizse 15 16 saat yemek yemedik diye kendimizi böyle bir ziyafete laik görüyorsak , Pekte eşitlikten söz etmemiz mümkün değil gibi gözüküyor . Kaldı ki bu hızla yemek yemek mideye zarardan öteye geçmez çoğu zaman , sonra bol bol yürüme gerekliliği hissi uyanır bizlerde . Çok yemeği hak ettik ya vucut bile isyan eder bize , bizde fazla besini sindirmek için aşağı yukarı koşuşturur dururuz.
Eşitlik dinden gelsin vicdandan gelsin , nereden gelirse gelsin başım üstüne.Sırça köşklerde arap şeyhlerinin tuttuğu oruçla hayatını normal şartlarda idame ettiren bir insanın tuttuğu oruç arasında fark olduğunu düşünürüm . Birinin gözü doymaz birinin gönlü doymaz . Olay ne hurmayla oruç açmada nede iftar çadırlarında .Ramazan'ı ramazan yapan da , oruç'u oruç yapan da niyettir. Niyetse eşitliktir . Allahın buyruğu ile nefsine dur diyebilmektir.Öyle bir sınavdayız ki ne cevapları tek nede soruları. Ama doğruları ararsak şaşadan uzak gönüle , vicdan'a yakın olduğunu göreceğiz
Bir gün insanların açlıktan ölmediği bir dünyada oruç tutarak , Eşitliğe bir adım daha yaklaşmak dileğiyle Hayırlı ramazanlar diliyorum