Bir fidan dikti bir kadın
Küçücük kökleri ile narin bir dal parçası tutuşturdu toprağa
Ve bol bol umut ekti , dua serpti varlığına
Cılız bedeni büyüsün istedi , büyüsün ki tüm boşluğunu doldursun
dünyanın
Bir anlamı olsun dedi zamanın ve var
etmenin payından bir nasibi olsun insanın
Ve bir fidan dikti
bir kadın
Toprak kabul buyurdu çabasını
ve bir nebze olsun sarmak istedi yarasını
Kuru bir dalın yüreğine seslendi bir kadın ve anlam veremedi insan olup sesini duyuramadıklarına
Ne anlatıldıysa baş ucunda,en az dal kadar şahitdi toprak,duyduklarını unutmadan açacaktı dalında her yaprak
Toprağın semirttiği dal ile , içindeki varlığını kıyasladı ,
zaman zaman da onun dalındaki bir kırığı dert edip , umarsızca ağladı
Ve bir fidan dikti
bir kadın
Ki Dünyanın fidanı olmak bahşedilmişti ona
Hem dilinde hem yüreğinde silinmez bir çok yara
Bazen şaşırdı kendine
bir kadın , var etme ihtiyacını hissederse eğer
, savururdu tüm var olma mücadelesini bir yana
Nasıl olurdu da masada kalır denilen hasta , tedavi eder
olurdu bir başkasını , bugünün yarınında
Ve bir fidan dikti
bir kadın
Bir mucize atfetti dünyaya ve yarım kalmadı hiçbir dalında meyva
Ki dünyada perçinlemişti
varlığını , her şeye inat nefes olmuştu nefesini daraltan dünya’ya
Erkek ise Ademden beri , suçlar bakar dalında bile olsa elmaya
Var etmek Havvaların savaşı , bahane olur gerisi dünyaya
Ve bir fidan dikti
bir kadın
O fidan gürbüz bir ağaç oldu zamanla
Bir gün Tuttu minik elleri olan bir misafir getirdi dünyaya
Oradayken ne yalanı , ne dolanı ,ne de dünya kaygısını almadılar hiç yanlarına
Bir yerde var olacak bir gelecek varsa , hep bir fidan diker bir kadın
Mutluluk dediğimiz kavramı var eden , ağır işçiler ,onlardır aslında.