Gerçekten açıklaması zor kavramlardan birisi Aidiyet
İnsan kendini nereye ait hisseder;
Yanındayken mutlu olduğu insanların yanında mı ?
Kendi toprağım dediği yerde mi ?
Yada ömründe ilk kez gördüğü bir şehir'e veya insana aidiyet'lik duygusu besleyebilir mi ?
İnsan başlı başına karmaşık bir varlık , hepimiz ayrı bir evren gibi uçsuz bucaksız düşüncelerle yaşanmışlıklarla yoğrularak değişiyoruz . Hepimizin farklı olması , aslında zenginliğimiz . Bunun içindir ki aynı olaylara gösterdiğimiz tepkiler , insandan insana değişiklik gösteriyor. Kimi kalabalığa koşar yanlızlığından kaçar , kimi yalnızlığına koşar topluluklardan kaçar . Aidiyet , insan'a olsun bir nesne'ye olsun bence ölçüt , bir konu hakkında , sıkıldığında daraldığında ayakların seni oraya veya o insana , ister istemez götürüyor mu ? sorusunun cevabına denk düşer . Bu sorunun cevabı aslında kişinin kendi limanını temsil eder. Hepimiz hayatın dalgalarından , zaman zaman nasibini alan , yeri geldiği zaman kıyıya vuran , yeri geldiği zaman yelken açan küçük tekneler gibiyiz. Sevgimizi ve ümidimizi bağladığımız insanlara güvenmek isteriz .Yanında hesapsız kitapsız davranabileceğimiz insanlar isteriz . İlk hatamızı yüzümüze vurmak için fırsat kollamayan insanlar isteriz.
Mekanları bizlere sıcak kılan şey , mutlu yaşanmışlıkların sağlamış olduğu duygu bütünlüğüdür. Mekandan insanı çek al , geriye birşey kalmaz. Ta ki bilinç altında ona bir değer atfetmediğin sürece. Çocukların oyuncaklarına olan bağlılığı da çok değerlidir Hepimizin en sevdiği kimi zaman dertleştiği , kimi zaman neşe kaynağı olan bir oyuncağı vardır .Belkide bu bizim , insan olarak iletişime ne kadar gereksinim duyduğumuzun bir göstergesidir.
İstediği kadar bir yer memleketimiz olsun , bizim hayatımızda hoş bir anı'ya denk düşmüyorsa biz oraya yabancıyız. İnsanın ruhun da , isyan ve başkaldırı hep var oldu ve olmaya devam edecek. Kimse tam bağlılık bekleyemez kimseden çünkü bu bireyin özüne saldırı anlamına gelir .Bizler dünyada gökkuşağı gibi renklerin birbirine karışmadığı ve aynı ölçüde bütünlük arz ettiği resimler çizebiliriz .Bunun için tek engel mayamızdaki bencilliği yok saymaktır. İnsanın illa birşeye veya bir yere ait olması gerekirmi , gerekmeye bilir ama ait oldukları çoğu zaman insana güç verir .Tabiki kendimizi çok uçlarda birşeylere ait olarak tanımlamadıysak.Yalnızlık zor bir yoldur , insanın kendi kendiyle olan kavgası diğerlerine benzemez ,sarsar insanı.Eğer ki kendinizi doğru yerde ve doğru insanlarla tanımladıysanız , hayatınızdaki zorluklara beraber gögüs gerebilirsiniz , buda sizin bir çok savaştan daha az yara alarak yola devam etmenizi sağlar .
Birde tanımlayamadığımız bazı durumlar vardır ki.İnsanın varoluş meselesindeki gizeme denk düşer . unutmayalım ki ne yapsakta bir tarafımız hep yalnızdır .